En çok minnet var, yok sayamam. Mavi gezegende geçen 36 yıldır dünya da kader de
bana çok cömert davrandı.
Eksik kalanlar yok mu, gırla! Bardağın dolu tarafına bakmaya
çalışmak adettendir. Ben de onu yapmaya
çalışıyorum. Dolu-boş değerlendirmesi de istemiyorum. Olmuşla ölene çare yok.
Hayallerim çok komplike değil aslında.
Şu aralar sadece doya doya nefes almak istiyorum mesela.
Oksijenden ciğerlerim yansın, başım dönsün istiyorum. Sokaklarda maskelerle
dolaşmamak, dünyada hala insani yerler saklı dururken kendimize yaşattığımız bu
saçma esaretten kurtulmak hayalindeyim.
Ne soğuk ne de sıcak ılık bir havada, hafif bir esinti
eşliğinde taze toprak üzerinde çıplak ayak yürümek ikinci hayalim. Kısa bir
yürüyüşün sonunda denize açılsın yolum, su masmavi olsun ben de korkusuzca
atlayayım o sulara istiyorum.
Etrafta suyun, rüzgarın ve kuşların dışında hiçbir ses
olmasın. Denizde sırt üstü yattığımda sular beni yavaş yavaş sürüklesin
istiyorum.
Kendi kendime bile konuşmak istemiyorum. Susmak ve sadece
etrafımı dinlemek. Korkmadan, saatlere takılmadan, şeklime bakmadan, yarını
düşünmeden, geçmişi özlemeden, hayatı sorgulamadan, sadece kalmak istiyorum.
Kısacası…
Şehir denen caniden kurtulmak istiyorum. Hayatımızı
ipotekten kurtarmak istiyorum.
Evren, hala mesaj kabul ediyor musun?
Su, temiz hava, toprak diliyorum ben yeni
yaşımdan. Bunaldım, şiştim, patladım hatta!
Allahım bir gram oksijen, yalvarıyorum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder