28 Ekim 2013 Pazartesi

Benim mis kokulu babaannem



1927, Tekirdağ - Edibe Mualla Ayağ
 
1925 senesinde başlamıştı onun miladı, Tekirdağ’da...
Annesi babası kim bilir nasıl sevinmişti onu kucaklarına aldıklarında. Minik ve güzel bir kız çocuğu.
1948, Balikesir
Evlat, abla, teyze, hala, eş, anne, babaanne ve büyük babaanne rollerini verdi ona hayat...
Bunlar bildiklerimiz, kim bilir daha bilmediğimiz neler yaşadı, neler düşündü. Nelere sevindi, nelere üzüldü.
2007, Ankara
O benim babaannemdi. 88 yılı bu dünyada tamamlayan ruhu 2013’ün 25 Ekim’inde dünyevi dünyadan hiçbirimizin bilemediği öte dünyaya geçti.

30 Ağustos 1946, Arif ve Mualla Bölükbaşı

Pek çok insanın gıpta edeceği, ideal bir hayat yaşadı. Sakin, dingin, ölçülü, mütevazi... Kendi yağıyla kavrulan, kendine yeten, kocasıyla birbirlerine yeten bir hayat.

Pek çok ülkede bir insan ömrünün erişemeyeceği kadar uzun bir süreyi, 67 yılı evli olarak geçirdiler büyükbabam Arif Bölükbaşı ile birlikte.
Mutlaka evlilikleri fırtınalar atlattı ama hiç ayrı düşmediler, hiçbir zaman birbirlerine arkalarını dönmediler.

16 Şubat 2008, düğün yemeğimizde babaannem

Her zaman bakımlı oldular. 30 yıllık kıyafetleri dahi yeni alınmış gibiydi. 
Babaannemden parfümlü bir krem kokusu alırdım hep onu öptüğümde. Pamuk gibi elleri vardı, “sevgili kızım” diye severdi beni. Beni çok sevdiğini bilirdim ama neden böyle mesafeli bir hitapta bulunuyor ki, diye düşünürdüm çocukluk yıllarımda. O hitap şeklinin uzaklık ifadesi değil onun sevgi tarzı olduğunu anladıktan sonra bana her “sevgili kızım” dediğinde sevinir olmuştum.

Ocak 2013, Ankara - Babaannem ve büyükbabamla bir arada son fotoğraf 

2 erkek evlat yetiştirdiler. 3 torun, 2 torun çocuğu gördüler.
 
14 Şubat 2008, kına gecemiz
 Bizi hep sevdiler. 
Onların bizi sevdiklerini ve yanımızda olduklarını bilmek ne değerliymiş, bugün daha iyi anlıyorum. Hayatımın pek çok önemli aşamasında onların de benimle olması ne büyük bir hediyeymiş.  
 
16 Şubat 2009, oğlumuz Efe'nin doğduğu gün
 
16 Şubat 2010, Efe'nin 1. yaş günü
Evimize gelmek, oğlumu kucaklarına almak, birlikte yemek yemek nasıl mutlu ederdi onları, Gözlerinin içi parlardı. Her şekilde her zaman bizimle birlikte olmak için can atarlardı. Siz bize gençlik aşılıyorsunuz, derlerdi.  
İyi ki birlikte geçirmişiz o zamanları, iyi ki o mutluluktan mahrum bırakmamışız tontonlarımızı.
2007 Mayıs, Ankara
Onlar karı-koca her şeyi birlikte yaptılar, hiç ayrılmadılar.

Hayatlarını hiçbir zaman karmaşık hale getirmediler. Araba kullanmadılar, bütün otobüsler onlarındı! Acılı haberleri dinlemediler televizyonda, radyoda hemen kanal değiştirdiler. Reklamlar başladığında dahi gözlerini boşuna yormamak için kapattılar! Hayat değerliydi, "kendini hiçbir şeye üzme, yemene içmene her zaman dikkat et, hayatını güzel yaşa" onların ağzından hiç düşmeyen öğütlerdi.
 
67 yıllık evliliklerinin sadece 5,5 ayını ayrı geçirdiler. Mualla’nın, hayat arkadaşı Arif’in yanındaki yerini almasıyla tekrar birbirlerine kavuştular. Hiçbir zaman ayırmadıkları yatak odalarında yanyana uyudukları tek kişilik ama birbirine bitişik yatakları gibi.

19 Mart 1961, İstanbul

Büyükbabamdan sonra babaannemin de gidişiyle bir devir sona erdi benim için. Kalın ciltli bir kitap kapandı, rafa özenle yerleştirildi.  Bu fotoğraftaki gibi, gülerek, mutlu gitti öyle hissediyorum.
Pamuk yanaklı, mis kokulu babaannem ve canım büyükbabam. Yan yana mutlu olduğunuzu biliyorum.

Nurlar içinde yatın.
 





1 yorum:

  1. Evrim'ciğim, ne güzel yazmışsın babaanneciğini...Ben de teyzemi çok severdim ama fazla "hijyenik" bir hayat yaşadığını, eşine olması gerektiğinden de fazla bağlı olduğunu düşünmeden edemiyorum...

    YanıtlaSil